Sesin İzinde: Bir MED-EL Kullanıcısının Odyologluğa Uzanan Yolculuğu – Mert’in Hikayesi

Merhaba, ben Mert Eren Özcan. MED-EL koklear implant kullanıcısıyım ve şu anda Meders firmasında odyolog olarak görev yapmaktayım. Konya’da ailemle birlikte yaşarken, işitme teknolojileri alanındaki yolculuğumu hem kişisel hem de profesyonel düzeyde sürdürüyorum. Aynı zamanda aktif olarak koklear implant ameliyatlarına katılıyor, aday ve ailelerle birebir ilgileniyorum. Bir yandan mesleğimin gereklerini yerine getirirken, bir yandan da yaşanmışlığımın gücüyle insanlara yol gösterme fırsatı buluyorum.

Ben bir koklear implant kullanıcısıyım. Ama aynı zamanda sahada çalışan, deneyimi bilgiyle birleştiren bir sağlık profesyoneliyim. Bu iki kimlik, hayatımı eşsiz kılıyor.

Yeni Bir Başlangıç

Ailemin tek çocuğu olarak dünyaya geldim. Hayatım, daha altı aylıkken sesle sınanmaya başlamış. Ailem tepkisizliğimi fark edip araştırmalara başlayınca, bir yaşımdayken her iki kulağımda da çok ileri derecede sensörinöral işitme kaybı olduğu teşhis edildi. Bu tanı, ailem için belki başlangıçta bir endişe kaynağı olsa da sonrasında birlikte verdiğimiz mücadelenin ilk adımı oldu.

Dört yaşıma kadar işitme cihazı kullandım, ancak işitme cihazları yeterli faydayı sağlamadı. Bu süreçte, seslere ulaşabilmem için gösterdiğimiz çaba, daha net duyabilmemin yollarını aramamıza neden oldu. Sonunda, 19 Temmuz 2006 tarihinde koklear implant ameliyatı oldum. Bu tarih, hayatımda yeni bir dönemin kapılarını araladı.

Ameliyat sonrası, süreci ben çok net hatırlamasam da ailemin o günlere dair anlattıkları hala içimi titreten hikayeler arasında yer alıyor:

“İlk sesi duyduğunda gözlerinle etrafı tarıyordun. Biz arkana geçer ‘Mert’ derdik, sen heyecanla sesin yönünü anlamaya çalışırdın. Gözlerimiz dolmuştu, işte o an bizim için bir mucizeydi.” derler. Bu cümleler, bir cihazın yalnızca medikal bir donanım değil aynı zamanda yeni bir hayatın başlangıcı ve bir ailenin yeniden umutlanması olduğunu gösteriyor.

Doğru Seçimle Başlayan Yolculuk

Ailem, implant markasını seçerken bir araştırma süreci yürüttü. MED-EL’in elektrot çeşitliliği, doğal ses frekansına yakın işitme sağlaması ve MR garantisi veriyor olması ailemin tercihinde belirleyici oldu. Bugün hem kullanıcı hem de profesyonel olarak bu seçimin ne kadar isabetli olduğunu tüm kalbimle söyleyebilirim.

Rehabilitasyon süreci de ameliyat kadar önemliydi. Rehabilitasyon merkezinden aldığım destekle, sesleri anlamayı, konuşmaları ayırt etmeyi ve çevremle sağlıklı iletişim kurmayı öğrendim. O yıllar, sabırla gelişen bir dinleme disiplini kazandığım bir dönem oldu. Zorluklar oldu elbette ama pes etmedim.

Sayılarla Düşünmeyi, Sahada Özgürleşmeyi Öğrenmek

Eğitim hayatım her zaman mücadeleyle geçti. Sınıfta öğretmenimi dinlemekle aynı anda not almak arasında sıkıştığım zamanlar olurdu. Eve döndüğümde mutlaka tekrar yapardım. Arkadaş ortamlarında bazen sohbetlerin dışında kaldığım olurdu ama vazgeçmeden çabaladım. Dinlemek, bizim için sıradan bir süreç değil, aksine emek isteyen bir iştir. Zamanla her şeye alışılıyor, yeter ki kararlılıkla üzerine gidilsin. Alınan eğitimin değeri anlaşıldığında, her şey çok daha kolay hale geliyor.

En sevdiğim ders her zaman matematikti. Sayılarla kurduğum bağ, bana mantıksal düşünmeyi ve olaylar arasında ilişki kurmayı öğretti. Matematik, bana yalnızca akademik başarı değil, aynı zamanda özgüven kazandırdı. Futbol da hayatımda çok özel bir yere sahip. Sahada topun peşinden koşarken kendimi özgür hissettim. Spor, yalnızca fiziksel bir aktivite değil; aynı zamanda sosyal uyum, takım ruhu ve özgüven kazanma aracıydı benim için.

Teknolojiyi Hayata Taşımak

Bugün, Meders’in bir çalışanı olarak implant adaylarının yanında yer almak, ameliyatlara girmek ve onların süreçlerini hem teknik hem duygusal olarak takip edebilmek benim için tarifsiz bir gurur. Çocukken kendi deneyimimle tanıştığım bu teknolojiyi şimdi başkalarının hayatına taşıyor olmak, hayattaki en değerli başarım diyebilirim. Danışanlarıma yalnızca bilimsel bilgi değil, aynı zamanda yaşanmışlık ve umut da verebiliyorum.

En büyük hayalim ise, koklear implantların toplumda gözlük gibi sıradan ve kabul görmüş bir teknoloji haline gelmesi. Gözlük nasıl bir ihtiyaç olarak görülüyorsa, koklear implant da bizler için öyle. Toplumun bunu böyle bilmesi, kabullenmesi ve saygı göstermesi gerekiyor. Bu konuda farkındalık yaratmak için elimden geleni yapmaya kararlıyım.

Teşekkürler, Mert!